Çünkü eski bugün gibi çürümemiştir.
Çünkü eski bugünkü kadar esir olmamıştır.
Çünkü eski acıyı tatmış, tatlının kıymetini bilmiştir.
Günümüzde her alanda eskiye dönüşün temelinde yukardakine benzer birçok etken vardır.
Bugün öte dünyada zebanilerini beklemekle ömürlerini tamam etmeyi bekleyen politikacılardan medet umuluyorsa, beyaz ekran kontrolörleri eski romanları kırpıp dizi yapıyorsa, Unkapanı simsarlarının yirmi yıldır tüketemedikleri eskilere (klasikler-bestsellerlar-çok satanlar-yenidenler-unutulmayanlar-aksıranlar-hapşıranlar serileri) sarılmaları pek de şaşırtıcı değildir. )
Bugün biz de modaya uyup eskiye rağbet edelim. Bu sefer eskilerden bir şarkıya. Selda Bağcan’ın Mahsuni imzalı “Yuh Yuh” şarkısına. Ama şöyle ki şarkının her dizesinin altına son günlerde ülke gündeminden yansıyan fotoğraflar koyarak…
Bakalım eskiye rağbet neden bu kadar popülermiş?
Uzaktan yakından yuh çekme bana
Sana senin gibi baktım ise yuh
Efendi görünüp bütün insana
Hak’kın kullarını yıktım ise yuh
Ben hoca değilim muska yazmadım
Ben hacı değilim arap gezmedim
Kuvvetliyi sevip zayıf ezmedim
Namussuza boyun büktüm ise yuh
Ne demek efendim bey ve amele
Fakir soymak yakışır mı kemale
Rüşveti hak bilip her dakka hile
Yapıp yapıp kafa çektim ise yuh
Bu kadar milletin hakkın alanlar
Onları kandırıp zevke dalanlar
Diplomayla olmaz hakim olanlar
Suçsuzun başına çöktüm ise yuh
Mahsuni’yim benden başlar asalet
Asiliğe paydos bey’e nihayet
Şu insanlık derde girerse şayet
O’na yar olmaktan bıktım ise yuh
Yuh yuh soyanlara, soyup kaçıp doyanlara
İnsana kıyanlara,
Yazık şu uyuyanlara
(bu kısım türküde eleştirilen kesime ayrılmamıştır)
Velhasıl devran sürer eskiye rağbet devam eder…